11 Ekim 2017 Çarşamba

ABD Büyükelçisi John Bass’ın açıklamaları ABD vizesi turlarının önünü açtı


'Bu, başka bir rant doğuracak'
ABD Büyükelçisi John Bass'ın "Türk vatandaşları başka ülkelerdeki ABD elçiliklerinden vize alabilir" açıklaması, vize almak isteyenleri Gürcistan Azerbaycan gibi vizesiz gidilebilen ülkelere yönlendirecek. Turizmciler, vize için oturum ya da çalışma izni isteneceğini bir rant kapısı oluşacağını söylüyor.

ABD ile Türkiye arasındaki vize krizi sonrası ABD'nin Ankara Büyükelçisi John Bass'ın, "Türkiye dışında herhangi bir ABD büyükelçiliği veya konsolosluğunda vize başvurusu yapmak isterseniz, yapabilirsiniz"açıklaması başka ülkelerden ABD vizesi almak için seyahatlerin önünü açtı. Sağlık ve eğitim seyahatleri gibi durumlar için acil vize almak isteyenler, "Başka ülkelerden vize nasıl alınır" sorusuna yanıt aramaya başladı.
Bass'ın açıklamasının kesinleşmesi halinde Türkler vize turlarına başlayacak. Bu yeni bir sektör yaratacak. Türk vatandaşları özellikle Gürcistan ve Azerbaycan gibi vizesiz seyahat edilen ülkelere gidip vize başvurusu yapmayı hedefliyor. Acil vize ihtiyacı olmayanlarsa tatil veya iş seyahatinde başka ülkelerde bulundukları dönemde vizelerini uzatmayı planlıyor.
'BİR RANT DOĞURUR'
Başka ülkelerden vize başvurusu yapılmasını değerlendiren turizm şirketinin vize departmanı yetkilileri, "Başka ülkeden vize alınması olayına bizler girmeyiz. Orada da farklı kriterler koyacaklardır. Vize vermek için oturum ya da çalışma izni isteyecekler. Bu başka bir rant doğuracak. Yapılan açıklamada, Türklerin başka ülkelerden ABD vizesi alması mümkün değil. 2 bin ile 10 bin dolar arasında masraf çıkar" diye konuştu.
Vizelerin askıya alınmasının ABD'ye çalışan tur şirketlerini olumsuz etkileyeceğini belirten yetkililer,"ABD'ye eğitim, seminer ya da iş için gitmek isteyenlerin vize alamaması ABD'ye çalışan tur şirketlerine ekonomik olarak yüzde 25-30 yansıyacaktır" dedi.
Bazı Türk vatandaşları ise daha önce forumlarda yaptıkları açıklamada, "Başka ülkelerden ABD vizesine başvurduklarını, ancak elçiliğin kendi ülkenizden başvuru yapmanız gerekiyor" diye cevap verdiğini ileri sürdü.
GÖKHAN ARTAN/GAZETE HABERTÜRK

10 Ekim 2017 Salı

Evcil Hayvanını Seyahatlerde Yanında Götürmek İsteyenler İçin Yüksek Hızlı Tren Alternatifi



Evcil hayvan dostlarıyla birlikte yaşayanların sosyal yaşamda karşılaştığı birçok sıkıntı vardır. Bunlardan en büyüğü şüphesiz yolculuklar oluyor. Zira evcil hayvanla birlikte şehir içi kısa yolculuklarda bile bir sürü sıkıntı çıkıyor, yolcular hayvanlar ile beraber toplu taşımaya binmekten rahatsız oluyorlar. Evcil hayvanla yolculuk etme ritüellerine bakıldığında; şehirlerarası otobüslerin neredeyse hepsinde evcil hayvan taşıma hizmeti bulunmuyor, olanlarda ise bagajda taşınma izni veriliyor. Uçak yolculuğunda da durum pek değişmiyor. Sadece uçağın kargo bölümünde genellikle evcil hayvanın uyutularak yolculuk yapılmasına izin veriliyor. Hava, kara ve deniz yolculuklarının hepsinde evcil hayvan taşımak özellikle kedi ve köpek taşımak konforlu bir yolculuk sunmuyor. Bu duruma en güzel alternatif yüksek hızlı trenler ile oluyor. Yüksek hızlı trenlerin evcil hayvan taşıma prensiplerine bakıldığında, hayvanın kafes içerisinde olması ve aşılarının tam olduğunu gösteren belgeye sahip olması şartıyla yolcularla birlikte vagon içerisinde yolculuk yapmasına izin veriliyor. Yüksek hızlı trenlerde evcil hayvanlar için uyku ilacı , sakinleştirici etkiye sahip ilaç verilmeye gerek kalmıyor.
evcil-hayvan-tasimaciligi
Yüksek hızlı tren ile yolculuk yapacak olan kişiler evcil hayvanları için sağlık raporu, kimlik kartı, aşı karnesi gibi belgeleri yanlarında bulundurmalıdır. Küçük evcil hayvanlar (kedi, köpek, kuş vb.) için %50 indirimli bilet kesilerek yolcu ve hayvan için yan yana koltuk veriliyor. Böylece kedi ve köpek dostu kişiler seyahatleri süresince evcil hayvanlarının akıbetini merak etmek zorunda kalmıyor. Bagajda yolculuk eden kedi ve köpekler uzun süre tek başlarına üstelik kapalı alanda, hareket etme özgürlüklerinin kısıtlı olduğu bir kafeste kaldıkları zaman psikolojik sorunlar yaşayabiliyor. Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) hayvan haklarına ve hayvan dostu yolcularına konforlu ve zahmetten uzak yolculuk yapılmasını sağlıyor.
tren-ve-evcil-hayvan
Vagon dışına çıkmaması ve diğer yolcuları rahatsız etmeyecek şekilde kedi ve köpek tarzı hayvanların yolculuk yapılmasında sakınca bulunmuyor. Hem hayvan haklarına hem de diğer yolcuların konforlu seyahat etmelerine fırsat veren TCDD, bu yönüyle evcil hayvan besleyen kişiler için alternatif bir ulaşım aracı olarak kabul görüyor. Yüksek hızlı trende evcil hayvan taşımak rahat olsa da hayvanların sağlık raporlarının bulunması, koku – gürültü gibi trendeki huzur ve hijyen ortamını bozmayacak olması esastır. Bu nedenle sadece sağlık raporu yeterli değildir. Yüksek hızlı trende kedi ve köpek gibi evcil hayvanların taşınmasında en büyük kriter koku ve gürültüdür. Yolcular bunu önlemek için hayvanın temizlik bakımını yola çıkmadan yapmalı ve olası gürültüye karşı hayvanın oyalanabileceği oyuncakları ve maması hazır bulundurulmalıdır.

7 Ekim 2017 Cumartesi

Arabayla seyahati keyifli hale getirmenin 5 yolu

Seyahatin en keyifli hali arabanın içinde özgürce yapılanıdır. Tatil , iş gezisi, şehir içi yolculuk nasıl olduğu pek de mühim değil ancak araçla seyahat her koşulda büyük rahatlık sağlıyor. Arabayla  seyahati keyifli hale getirmek mümkün mü diyorsanız , bunu sağlamanız için sizlere bazı öneriler hazırladık.

saatlik-arac-kirala
gosterge
seyahat
seyahat
muzik
atistirmalik

23 Eylül 2017 Cumartesi

Orda bir köy var; O köy Bursa’nın cennet köşesi Gölyazı



Bu efsaneye göre yıllır önce Odryes Çayı Bandırma’dan denize dökülürmüş. Odreyse  çayının bulunduğu yerde Melde Krallığı, bugünkü Ulubat Gölü’nün bulunduğu yerde Apollonia Krallığı bulunuyormuş. Melde Kralı bir gün Apollonia Kralı‘nın kızını oğluna ister. İster ama durum nafile. Apollonia Kralı’nın kızı bu evliliğe razı gelmez. Bu duruma Melde kıralı çok bozulur.   Apollonia Kralı da kızını korumak için bir tepe üzerine saray yaptırarak kızını buraya saklar. Bu duruma çok kızan Melde Kralı çılgına dönerek  intikam ateşi ile yanıp tutuşur. Odryes Çayı’nın yolunu değiştirerek tüm Apollonia’nın sular altın kalmasına neden olur. Prensesin kaldığı saray da sularla çevrili bir ada olarak kalır. Efsaneye göre bugünkü Ulubat Gölü böyle oluşmuştur. Tüm güzellikleri, dünü, bugünü ve yarını Uluabat Gölüne yansıyan Gölyazı’yı bu efsaneye göre umutsuz bir aşığın kızgın babasına borçluyuz.



Aziz Panteleimon Kilisesi, Anadolu Rum Ortodoks kiliselerinin önemli ve özgün örneklerinden biridir.  Bazı kaynaklara göre Hagias Georgias Kilisesi olarak da bilinen kilise, Aziz Georgias’a ithaf edilmiştir.  Kilise’nin yapım tarihi 19. yüzyıl olarak bilinse de restorasyon çalışmaları sırasında ortaya çıkan 1903 ibaresi, büyük ihtimalle kilisenin bitiş tarihini göstermektedir. Üç nefli, dikdörtgen planlı bir bazilika olan Gölyazı Aziz Panteleimon Kilisesi, mübadele zamanına kadar ibadet mekanı olarak kullanılmış bu tarihten sonra ise çeşitli amaçlar için kullanılmıştır. Bursa Nilüfer Belediyesi tarafından aslına uygun olarak restore edilen Gölyazı Aziz Panteleimon Kilisesi, yenilenme çalışmalarından sonra kültürevi olarak 2014 yılından beri ziyarete açılmıştır. Gölyazı gezinizde  kültürevi’ni ziyaret edebilirsiniz.

Ağlayan Çınar efsanesine göre; çok eski yıllarda Rumlarla Türklerin bir arada yaşadığı yıllarda, Gölyazı’da, Türk oğlu Mehmet ile Rum kızı Eleni birbirlerine deli gibi aşıktır.  Kurtuluş Savaşı sonrası Yunanistan ve Türkiye arasında kabul edilen mübadele  anlaşması sebebiyle birbirlerinden ayrılmak zorunda kalırlar. Bu anlaşmaya göre Rum aileler hazırlıklarını yapar ve yavaş yavaş köyü terk etmeye başlarlar. Rum ailerin köyden gittiğini gören Mehmet, kalabalığın içinde deli gibi sevgilisi Eleni’yi aramaya başlar. Bu arada, Eleni’nin büyük ağabeyi Yorgi, Mehmet’in yolunu keserek  artık düşman olduklarını ve bu sevdasından vazgeçmesi gerektiğini Mehmet’e söyler. Mehmet itiraz eder. Ve aralarında tartışma çıkar. Çıkan bu tartışmada Yorgi hançerini çekerek Mehmet’e saplar. Mehmet aldığı yarayla kan ve  acı içerisinde son bir gayretle Eleni’yle gizli gizli buluştuğu bu ulu çınarın oyuğuna kadar gelir. Rumlar köyden ilerlerken olayı öğrenen Eleni, doğruca sevdiği Mehmet’e koşar. Koşarak geldiği çınarın oyuğunda biricik sevgilisi Mehmet’i kanlar içerisinde yerde yatarken bulur. Mehmet’in başını kollarının arasına alarak hıçkırıklar içerisinde son kez gözlerine bakarak Mehmet’in kulağına  “Merak etme bi’tanem, az sonra kavuşacağız ve sonsuza dek bu çınarın oyuğu olacak yuvamız. Bu çınar var oldukça sonsuza dek yaşayacak sevdamız…’’diyerek belinden çözdüğü kuşağının bir ucunu çınarın dalına diğer ucunu da boynuna geçirerek orada canına kıyar. Efsane odur ki; ulu çınar bu olayın ardından, kovuğunun içinde kanlı gözyaşlarını dökmeye başlar. Bu yüzden bu ağacın adı Ağlayan Çınar olarak günümüze kadar gelmiştir.